- sınırlı
- s.1. 有边界的, 有国界的2. 有限的, 限制的, 限定的, 受限的; 狭隘的: \sınırlı cümle数́ 有界集, 囿集 \sınırlı doğru 数́ 线段 \sınırlı sayı 数́ 有限小数 \sınırlı sayılar cümlesi数́ 有限小数集 \sınırlı sorumluluk 有限责任 \sınırlı yeterlik 有限制的权力
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
sınırlı — sf. 1) Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu 2) Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır. N. Cumalı 3) Az miktarda Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirli — sf. 1) İçinde sinir bulunan Sinirli et. 2) Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi İskele memuru, zayıf, kuru, sinirli bir adamdı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirli — bax əsəbi. <Dilbər:> . . Belə sinirli bir halda <Balaşa> danışa bilmərəm. C. C.. <Murad> . . hissiyyatına məğlub olan, zəif sinirli bir adam da deyildi. S. H … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
sınırlı doğru — is., mat. Başı ve sonu belli olan doğru … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırlı ortaklık — is., ğı, tic. Belirli bir sermaye ile kurulan ortaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırlı sayı — is., mat. Sonsuz değerli olmayan sayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırlı sorumluluk — is., ğu, huk. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırlı sorumluluk — Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu … Hukuk Sözlüğü
ASABÎ — Sinirli. Öfkeli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hışım — sinirli, inatçı … Beypazari ağzindan sözcükler
gülmek — nsz, er 1) İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. H. E. Adıvar 2) Mutlu, sevinçli zaman geçirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük